Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde hiç görülmemiş bir yok olma tehditi ile karşı karşıyadır. İkide bir "sivil anayasa" başlığı altında yeni bir anayasa yapılması gerektiğini dile getirenlerin yegane dertleri Cumhuriyetimizin üniter devlet yapısını yok ederek federatif bir devlet kurmak istemeleridir. Bu yolda atılan adımların sonunda ortaya çıkacak yapıdaki eyaletlerin belirli bir süre sonunda da bağımsızlıklarını ilan ederek kurtuluş savaşında Türk, Kürt, Laz, Çerkez... atalarımızın kanları ile aldıkları bu toprakların elimizden alınması hedeflenmektir. Bu açıkça söylenmese bile koltuk sevdalısı siyasiler bu duruma isteyerek ya da istemeyerek çanak tutmaktadırlar. Zira "Öcalan" denilen vatan düşmanının, katilin Gazi mecliste konuşmasını savunmanın ne tür bir mantıklı açıklaması olabilir. Tek bir açıklaması var o da:
"...Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." sözüdür.
Artık ülkemizin sorunu ekonominin çok ötesine geçmiştir, artık ülkemiz sürekli yanlış adımlar atılması sonucu yok olma eşiğine gelmiştir, adım adım savaşa sürüklenmektedir.
Tüm bunlara rağmen halen varolan yönetimi desteklemekte israr eden tüm vatandaşlarımıza Allah akıl fikir versin diyorum. Devletler terör örgütleri pazarlık yapmazlar, onlarla mücadele edip, terör örgütlerini yok etme ya da etkisiz kılma yolunda hareket ederler. Peki ya biz ne yapıyoruz?
Açmaz
Ulu Tanrım, bu Arap açmazı Türk'ü yendi,
Tam bin üç yüz sene bîçareye Müslim dendi!
Altı bin yıl bu maval gezdi ağızdan ağıza,
Kapılan yandı bu iman denilen mıhladıza!
Aslı yok, astarı yok, esteri yok, kervanı var,
Aklı yok, rehberi yok, varlığı yok, şeytanı var!
Bu uğurda sürünenler tamam üç yüz milyon,
Hepsi de birbirinin zıddı ve şerân melun!
Bin bir uçlu kazığı çak diye verdin deliye,
Bağladın hem de yularsız bizi kal ü beliye!
Gece bastı kara kaplı kitap - oldu hâkim,
Anırırken tepişen bunca eşek hep âlim!
Hepsi de kendisinin gittiği yol doğru sanır,
Razıdır yaptığına az buçuk elden utanır!
Utanırdan garazım menfaatinden korkar,
Yoksa her şeye müsait o sarık, kanlı yular!
Sargı sarmış gibi bir kör çıbana, manzarası,
O kızıl fes, o Grek damgası, yüzler karası!
Taşıdı yüz sene bu illeti bîçare vatan,
O cinayet sürüsü gitti sılaya karadan!
Âdemin hasleti temsil edemez bu piyesi,
Türk'e düştü beşerin zaviye-i tesviyesi.
Neyzen Tevfik
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler! ..
Neyzen Tevfik